Değerli Okurlarım;
Bu yazımda, birçok defa
duyduğunuz ve hatta filmlere konu olmuş bir konu hakkında yazmak istedim. Konumuz
yapay zeka. Peki madem bu kadar sık duyduğumuz ve popülaritesi yüksek bir
konuysa neden tekrar yazma ihtiyacı duydum? Hepimiz bir sinema filmi
izlediğimizde filmin sonunu kestirebiliriz ama yüklenen anlam herkese göre
değişebilir. İşte bende bu konuda yapay zeka ile ilgili bildiklerimizi konuşup
bilemediğimiz veya hayal edemediğimiz konular üzerine yazmak istedim. Öncelikle
yapay zeka kavramını değerlendirmek istiyorum ve başlangıç olarak öncelikle yapay
ve zeka kelimelerini incelemekle yola çıkalım.
Yapay Nedir?
Türk Dil Kurumundaki
karşılığı; ‘Doğadaki örneklerine benzetilerek
insan eliyle yapılmış veya üretilmiş, yapma, suni, doğal karşıtı’ olarak
yazılmıştır.
Şimdi zeka kelimesini
inceleyelim;
Zeka Nedir?
Türk Dil Kurumundaki
karşılığı; ‘İnsanın düşünme, akıl yürütme,
objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı,
anlak’ olarak yazılmıştır. Wikipedi’de karşılığı; ‘Zihnin öğrenme, öğrenilenden
yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme
yeteneği’ olarak bulunmaktadır.
Kelimeleri anlam
bakımından inceleyince yapay zeka kavramıyla aslında elde edilmek istenen
kavram benim ve benim gibi bir çok insanın ortak anlayışı; insanın sahip olduğu
zihinsel yeteneğin makinelere yüklenmesi şeklinde ortaya çıkıyor.
Peki varılmak istenen sonuç bu mudur?
İnsan makinelerden
farklı olarak biyolojik bir varlık ve sahip olduğu özellikleri sayesinde dünya
üzerindeki canlılar içerisinde üst sıralarda yer alıyor. Varlığını yeryüzünde
hissettirdiği binlerce yıldan bu yana diğer canlılara karşı daima bir üstünlüğe
sahip olmuştur. Peki diğer canlılara kıyasla onu öne getiren kavram sadece zeka
mıdır? Tabi ki değil. Bunun yanı sıra sahip olduğu duygusal davranışlar da
farklı canlılardan onu daima ayırmıştır.
İnsanı makinelerden
ayıran en önemli özellik de biyolojik mekanizmasının ve zekasının dışında
duygularıdır. Yapay zeka kavramıyla elde edilmek istenen ve net olarak da insanlığa
anlatılmak istenen konu insanın sahip olduğu zeka ve yeteneklerin makinelerde
de olabileceği ve bu makinelerin insanlığın hizmetinde kullanılabileceğidir.
Bu, dediğim gibi
anlatılmak istenen kavram ancak benim bu konuda bir soru aklıma geliyor.
Neden buna ihtiyaç duyulsun ki?
Sanayi devrimi ile
birlikte artan üretim makineleşmeyi ve otomasyonu beraberinde getirdi. Bu sürece
insanoğlunun alışması çok sürmedi ancak kolayda olmadı. Dünya üzerindeki
varlığımızı sürdürürken ana materyaller üretim, tüketim ve çoğalma. Çoğalarak
varlığımızı bir sonraki nesillere aktarmak. Bu sistem zaten yüzyıllar hatta bin
yıllardır sürüyor. İlkel olsa dahi sürüyordu.
Bizi yapay zekaya iten ve onun
varlığını dünya üzerinde oluşturma nedenimiz nedir?
Yapay zeka kavramı değerlendirilirken;
Bilgi (Konwledge), Muhakeme (Reasoning), Problem Çözme (Problem Solving), Algı (Perception), Öğrenme (Learning), Planlama
(Planning), Manipüle edebilme ve
nesneleri hareket ettirebilme (Ability to manipulate and move objects) gibi
yedi tane insana ait özellikten yararlanılmıştır.
Neden makineleşme ve
otomasyonun ardından insana ait özellikler makinelere yüklenilmek istensin? Dünya
nüfusu o kadar hızlı artmaktaki insanın yerine insan gibi davranacak makineler
ya da yapay zekalar kullanılmak isteniyor.
Aslında insan
özellikleri olan ama insandan üstün bir m
akine elde edilmek isteniyor. Bu mümkün mü? İşin gerçeği bu teknoloji ile mümkün gibi görünüyor. Bunun mümkün olmasından ziyade bazen tüylerimizi ürperten hislerde yaratıyor. Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki insanın biyolojik yapısı içerisinde yer alan her alan makineler tarafından okunur hale geldi. Yalan söyleyip söylemediğiniz, heyecan ve adrenalin seviyeniz, yüz ifadeleriniz ve hatta beyin dalgalarınızdan zihnin içerisinden geçen düşünceleriniz dahi okunabilecek seviyeye geliyor. Makinelerin ya da yapay zekanın bunları okuyabilmesi ne kadar güvenli tartışılır. Ancak ünlü fizikçi Stefan Hawking aslında bu konu üzerinde endişelerini zaten gündeme getirdi ve bu kadar soru karşısında yapay zekanın insanoğlunun hizmetinden ziyade insanoğlunun yapay zekanın hizmetine girebileceği endişesini anlatmaya çalıştı. Burada yapılmak istenen yapay zeka olarak basit bir formülüzasyondan ziyade insana benzer makineler üretmekten geçiyor.
Bu konuda o zaman
yukardaki tek bir soru aklıma geliyor; Neden
buna ihtiyaç duyulsun ki?
Belki bir makina insanın
sahip olduğu özelliklerin tamamına sahip olamaz diyebilirsiniz. Sahip olduğumuz
duygu gibi kavramlar bizi onlardan ayırıyor da diyebilirsiniz ancak bu sahip
olduğumuz kavramlar yapay zeka tarafından algılanabilen özellikler olabilir.
Teknolojinin getirdiği
heyecan ile bir çok yeniliği hayatımızın içerisine sokmaya çalışıyoruz ancak yapay
zeka gibi kavramlar konusunda çok daha dikkatli davranmak gerekiyor. Sahip olduğumuz
her şeyi bir araya getirmeye çalışıyoruz. Üretim alanında otomasyon sisteminden
artık Endüstri 4.0 ‘a geçişi konuşuyoruz. İnternet ve sanal ağ sayesinde
merkezi yönetim ile insansız üretim sahaları oluşturuluyor. Bu noktada yapay
zeka bu ağın parçası olduğu takdirde tehlikeli boyutlara neden olabilir.
Bilim insanları
Avrupa'da yürütülen yasama çalışmalarından bazılarını, özellikle de bu yılın
başlarında AI ve robot bilimine yeni kurallar koymalarını öneren önerileri
vurguladı. Avrupa Parlamentosu üyeleri, Avrupa Birliği çapında bu konuda
kuralların gerekli olduğunu söyledi.
Bu gelişmeler Hawking'
gibi düşünen bir çok kişiye umut veriyor.
Hawking, "Ben
iyimserim ve dünyanın iyiliği için yapay zeka yaratabileceğimize inanıyorum.
Bizimle uyum içinde çalışabileceğine de inanıyorum. Sadece tehlikelerin
farkında olmamız, onları tanımlamamız, mümkün olan en iyi uygulama ve yönetimi
kullanmamız gerektiğini ve olumsuz olabilecek sonuçların önceden tahmin
edilebilir ve hazırlıklı olunması gerektiğini’’ ifade etmişti.
İngiliz fizikçinin
yapay zekanın tehlikeleri hakkında bu ilk uyarısı değildi. Yapay zeka ve endişeleri
hakkında bilim ve teknolojideki diğer önemli seslerden oluşan bir koro da
oluştu diyebiliriz. Tesla ve SpaceX CEO'su Elon Musk geçtiğimiz günlerde ‘yapay
zekanın üçüncü bir dünya savaşına neden olabileceğini’ söyledi.
Diğer bazı teknoloji
şirketleri CEO’ları da yapay zeka ile başa çıkmak için bazı yollar önerdiler.
Microsoft'un kurucusu Bill Gates, robotların gelir vergisi ile karşı karşıya
kalması gerektiği ile ilgili söylemi bu öneriler arasında sayılabilir. Bunun
yanı sıra Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, yapay zekanın geleceği hakkında
"gerçekten iyimser" olduğunu söyledi.
Büyük çaplı teknoloji
firmalarının bu konuda milyon dolarlık yatırımlarının olduğu biliniyor. İştah
kabartan pazarların olacağı ve gelişmiş teknoloji ile ülkelerin sahip olabileceği
güçler düşünüldüğünde bunda haklı olduklarını düşünmeleri normal ancak dünyanın
geleceği için çok da makul görünmüyor.
Yukarıda size yapay
zeka kavramı oluşturulurken insandan esinlenen yedi maddeyi açıklarken aslında
beni endişelendiren en büyük özellik öğrenme özelliği oldu. Öğrenebilir olmak makineleşme ve
otomasyonun bir üst versiyonu ve işte onun adı yapay zeka.
Umarım sadece insan
ihtiyaçları için kullanılabilen makine ve teknolojiler insanoğlunun hizmetine
sunulur. İnsan olmak ve sahip olduğumuz yetenekler bize birer hediyedir. Bizim hediyemiz
olamayacak kadar da kıymetli olduğunu düşünüyorum.
Muzaffer Karakuş
Kaynaklar:
Yorumlar
Yorum Gönder