Manastırda garip bir durum yaşanıyordu.
Oradaki rahibeler normal ömür süresinden daha uzun yaşıyorlardı, çok daha uzun. Bugün kadınlar için ortalama ömür 73 yıl
olmasına karşın, manastırın rahibeleri bundan ortalama 20 yıl daha fazla
yaşıyorlardı. Çoğu yüzlü yaşlarını sürüyordu.
İnsan beyni üzerine araştırmalar yürüten
üniversite bünyesindeki bazı bilim adamları bu rahibelerin uzun yaşamanın
önemli bir sırrını keşfettiklerine inanıyorlardı; bu sır insan beyninin
kullanılmasıyla ilgiliydi. Manastırın baş rahibesi uzun süredir ‘boş bir beynin
şeytanın atölyesi olduğuna’ inanıyor ve diğer rahibelerde beyinlerinin boş kalmasına
kesinlikle izin vermiyordu.
Satranç, dama, scrabble gibi zihin oyunları
oynuyorlardı. Seminerler ve kurslar düzenliyorlardı. Kongredeki temsilcilerine
yazılar yazıyorlardı. Zihinsel bakımdan aktif yaşıyorlar ve hatta yıllar
ilerledikçe beyinsel faaliyetlerini arttırıyorlardı.
Bunun sonucunda da beklenen zamanda
ölmüyorlardı. Yaşıyorlardı. Beyin çalıştığı zaman şöyle bir şey olur; hücreleri
arasında sinir bağlantıları oluşur. UCLA üniversitesindeki araştırmacılar bu
bağlantılar ile sağlıklı ve aktif bir yaşam arasında ilişki olduğunu ileri
sürmektedirler.
Buna bağlı olarak beyin bir konu üzerinde
çalıştığı zaman bedende canlılığını korumaktadır. Beyin bir sorunu çözmek için
üzerine atladığında beden daha da canlanmaktadır.
Kaynak: Chandler
Steve, Kendinizi yenileyin, 2.Basım ekim 2002
#uzun yaşam
#sağlıklı yaşam
#japonlar
#Çinliler
#bilmende fayda var
Yorumlar
Yorum Gönder