Günde
sadece 40 saniye! 40 saniyeyi hayatımızda hiç tanımadığımız bir insan için bile
harcayabilirken insanın çocuğuna günlük olarak bu zaman dilimini layık görmesi
inanılır gibi değil doğrusu! Tabii
ki bu 40 saniye de tahmin edeceğiniz üzere kısa emir cümlelerinden oluşmakta:
“Yemeğini ye!”, “Ödevlerini yap!”, “Odanı topla!”… Buna da diyalog denmez ya
hadi neyse! Sadece bir kaç emir cümlesinden ibaret babalarımızdan duyduklarımız
maalesef!
Bu
araştırmanın öncülüğünden sonra ikinci bir araştırma da İngiltere’de yapılmış.
İngiliz babalar çocuklarıyla günde 15 dakikalarını paylaşırken günümüzde bu
rakam artık kadınların da çalışıyor olmasıyla 2 saate kadar çıkmış. Kadının
çalışması erkeğin babalık görevlerini de kamçılıyor görüyorsunuz ki…
En
sevdiğim yazarlardan Can Dündar’ın bir 23 Nisan Günü çocuklarla sohbet tarzında
yaptığı araştırmaysa çocukların 10 saat uyuduğunu, 9 saate yakın bir zamanı da
okul ve okul hazırlıklarıyla geçirdiklerini ortaya koyuyor. Bu durumda 5
saatleri kalıyor zaten 1 günü bitirmelerine! Bu beş saatin de 1 saati okul
ödevleriyle, 3 saati televizyon izlemekle, son bir saati de yemek ve yatma
hazırlıklarıyla geçmekte…
Çocukların
bütün bu meşguliyetleri arasında biz sadece neyi ne zaman yapacaklarına izin
veren insanlarız o kadar! Aslında biz istesek onlar için çok da fazla gerekli
olmayan o televizyon zamanlarından feda edemezler mi bizim için? Yoksa onları
oyalamak adına biz mi yönlendiriyoruz çocuklarımızı televizyon izlemeye? Yoksa
bizi stresli gördükleri için mi yanımıza yaklaşmayı istemiyorlar? Kendilerini
yalnız hissediyorlar mı çocuklarımız?
Küçükken
anne ve babalarım öğretmenlerimdi benim! Annemle babam hep meşguldü! Ara sıra
aldıkları oyuncaklarla dile getirirlerdi sevgilerini, oysa ben yalnızca
sevgilerini isterdim; onları hissetmeyi, sarılmayı… Görüyorum ki bütün dünya
çocukları benim kadar yalnızmış aslında. Bir gün bir öğretmenime beni evlat edinip
edinemeyeceğini bile sormuştum. Çocukluk işte! Şimdi biliyorum ki öğretmenim
kendi çocuğuna benim kadar vakit ayıramıyordu… Yalnızca
günümüzün 1 saatini çocuklarımızla paylaşmak çok mu zor? Yorgun olsanız bile
onlarla uzanıp uyuyakalmak? Birlikte çikolatalı puding yapmak? Pijama partisi
vermek? Sinemaya gitmek? Çocuklarımızla paylaşabilecek 1 saati yaratabilmek o
kadar mı zor? Onları teknolojinin kollarına bırakıp oyalamaya çalışmak daha
kolay geliyor değil mi?
Gelin
tekrar düşünün! Anne ve babalarınızın yaptığı hataları tekrarlamayın;
çocuklarınızı yalnız bırakmayın sizlere sarılmak isterlerken! Günde sadece 1
saatinizi çocuklarınızla harcayarak mutlu bir neslin yaratıcıları
olabilirsiniz. Böylelikle
size ölüm de olmaz! Yüzyıllar sonra bile bir bakışla, bir gülüşle, bir öpüşle,
bir dokunuşla yeniden yaratılacaksınız…
Unutmayın
ki hayatımızın en güzel yatırımı çocuklarımız!
Konuk
Yazar: Ebru Russmayer
Köşe yazarı/Pedagog/Yönetmen/Radyo Spikeri
Yorumlar
Yorum Gönder